80'li yılların sonlarında başlayarak beslenme şeklimizi değiştirdiler, hayatımıza fast food denilen bir tarz girdi.
Tarım ilaçlarının son bir kaç on yıldır bilinçsizce kullanımı ile zehirlenmeye devam ediyoruz, üstelik bu yağ bazlı zehirler sirke ya da karbonat ile yıkandığında çıkmıyor. Yediğimiz sebze ve meyvelerin içine giren kısmı ya da havadan yayılan ve civarda beslenen hayvanların suyuna yemine bulaşarak bize ulaşan kısmı konuşmuyoruz.
Hormon ve GDO, hızla artan nüfusu beslemek için uygulamaya konulan iyi niyetli uygulamalar ama bilinçsiz ve kötü niyetli kullanımının bize neler yaptığı ilerki nesillerde anlaşılacak.
Çağımızın hastalığı stress ile birlikte uykusuzluk da cabası.
Beslenme kısmında mitokondri ve ATP'den bahsetmiştik.
Mitokondriler vücudumuzun enerji santrallarıdır. Vücudumuza giren bir birim glikozdan mitokondride 38 ATP üretilirken bir birim yağdan 129 ATP üretilir. Mitokondriler sadece oksijenli solunum yapan hücrelerde bulunurlar. Mesela, memelilerin alyuvarlarında bulunmazlar. Bazı hücrelerde tek bir büyük mitokondri bulunsa da mitokondriler hücrelerde çoğunlukla fazla sayılardadır. Sayıları hücrenin enerji ihtiyacına göre değişir.
Su ve karbondioksite dönüştürülebilen atıklar, deri ve akciğerler yolu ile atılır. Bunun dışında kalan ve çeşitli asitlere dönüşen diyet kalıntıları ve toksik kimyasallar böbreklerden atılırlar. Bu atıklar çoğaldıkça böbrekler kanı defalarca süzerek temizlemeye çalışırken zaman içinde yıpranırlar. Özetle, yediklerimiz böbrek sağlığı için de ciddi önem taşımaktadır.
Bu çöpler birikmeye başladığında, serbest radikal dediğimiz bir elektronunu kaybettiğinden yapısı bozulmuş bu moleküller, doğası gereği kaybettiği elektronu gerİ almak için etrafındaki sağlıklı moleküllere saldırmaya başlar.
Mitokondride başlayan bozulma hücreyi, hücre bozulması dokuyu, doku bozulması organların bozulmasına neden olarak vücuda zarar vermeye başlar.
Vücudumuzda doğumdan itibaren üretilen nitrik oksit miktarı 20'li yaşların ortalarından itibaren azalmaya başlıyor.
Oksijen kulandığımızdan vücudumuz okside oluyor ve serbest radikaller oluşmaya başlıyor.
Yeterince gıda alamadığımızdan sağlıklı hücreler üretemiyoruz.
Lenf drenaj sistemi bozulmaya başlayınca ödemi atmakta zorlanıyoruz.
Vücudumuzun kendini yenilediği ve toksinleri attığı REM ukusu kısalıyor.
Radyasyon vücudumuzu yıpratıyor.
ALMAMIZ gereken vitaminler, mineraller, amino asitler ve eser maddeleri ALAMAMAK!
ALMAMAMIZ gereken toksik maddelere ve radyasyona sürekli MARUZ KALMAK!
ALMAMIZ gerekenleri mutlaka ALMAK!
ALMAMAMIZ gerekenlere karşı da düzenli olarak ANTİOKSİDAN TÜKETMEK!